28 Mart 2019 Perşembe

DERİN MEVZULAR :)


Merhabalar,

Yazmayalı seneler oldu, beni bilen bilir demek isterdim ama yazılarımı okuyan sınırlı sayıda kişi var, öyle kendi kendime takılıyorum J
Bu süreçte neler oldu neler, ama size öyle oldu böyle bitti anlatmayacağım. Hayatımdaki en önemli gelişmeyi söylesem yeter, bir kızım oldu. İsmi Derin. Şu an 8 aylık. Aslında hayatla ilgili eskiden yazdığım tipte yazılara da devam edeceğim ama bu yazımda tamamen hamilelik, doğum ve sonrası adına bir şeyler karalamak istedim. Korkmayın bilge çocukluk yapmayacağım, yapanlara da ayrı bir sinirlenme durumum var. Sadece şunu şunu şöyle yapsak daha iyi olurmuş, buna çok para verdik lüzumsuz ya da şu çok önemli daha iyi bir şey alabilirmişiz gibi şeyler yazacağım. Bunları yazma sebebim ise çevremdeki arkadaşlarımın yakın zamanda çocuklarının olması ya da hamile olmaları, bana bir şeyler sorduklarında onlara verdiğim cevapları derleyeceğim. Etrafımdaki tüm arkadaşlarım ve aileden kim varsa bilirler, onlar bir şey sormadan ben akıl vermem, çünkü haddime değil. Unutmayın, her anne farklıdır, her bebek farklıdır, her yaşam farklıdır.

Eveeet, başlıyoruz. Öncelikle hamile olduğumu öğrendiğimde çok da beklemediğimiz bir zaman değildi, şaşırmadık. Ama ben ve eşim dışında herkes çok şaşkındı. Kimse benim bir çocuğum olabileceğini kabullenemiyordu. Çünkü ben hala çocuktum. Benim ise kendime sonsuz güvenim vardı, kimler kimler çocuk bakıyordu ben mi bakamayacaktım. Gözümde büyütmedim hiçbir şeyi, hiçbir zaman da korkmadım. İlk başta çok fazla bir şey anlamadık haliyle, ama günler haftalar geçtikçe bağ oluşmaya başladı. Kalbini duymak ayrı heyecandı, cinsiyeti öğrenmek ayrı. İlk hareketi hissetme anı ve sonrasında o hareketlerin hiç bitmemesi, hareket etmediğinde acaba bir sıkıntı mı oldu telaşı. Hepsinin ayrı bir tadı var. Sonlara doğru çok sıkılmıştım, etrafımdaki kişilerden de bu yorumu duyuyorum, hadi artık doğsun. Çünkü bağ arttıkça kavuşma isteği de doğru orantılı artıyor.

Ben çok az kilo aldım ama bunun için ekstra bir çaba sarfetmedim. Yani metabolik olarak hiçbir zaman kilo alan bir yapım olmadı fakat hamilelikte alırım, 20-30 olmasa da olması gereken miktarda mutlaka alırım diyordum. Mide bulantım 1 gün bile olmadı, canım ekstra bir şey istemedi. Zaten çok yemek yiyordum, yine aynı devam ettim hayatıma. Çok mutluydum, psikolojik olarak yolunda gidiyordu her şey ama çok da rahat bir hamilelik geçirmedim. 6.5 aylık doğmaya çalıştı minik canavar, önlem alındı, serumlar, iğneler. Öteledik. Bir süre sonra yine aynı durumlar oluştu, yine önlem alındı. 8.ayda plasental yaşlanma olduğunu söyledi doktorlar, yani bebek beslenemiyordu. Tabi bu kadar basit değil ama özünde beslenememeye çıkıyor. Ben toplamda 5 kg aldım ve Derin 1.7 kg doğdu. Hiçbir zaman ahlanıp vahlanmadım. Çünkü sağlıklıydı. 1 hafta küvözde kaldı, sadece kilo alması için dümdüz yatıyordu. Ciğerleri gelişmişti ve gözleri cin gibi bakıyordu. Ben ilk gün göremedim kızımı, eşim fotoğraf gösteriyordu. 2.gün tanıştık kızımla küvözde, dokundum, korktum dokunmaya. Eşim video izletiyordu bana ben daha görmemiştim, okşuyor  sırtını, tüm vücudu eşimin eli kadar. Ben o kadar minicik olacağını düşünememişim videolardan fotoğraflardan. Ciddi anlamda korktum, insan yavrusundan korkar mı, korktum, zarar vermekten korktum. Tabi gittikçe gördükçe korkum da gitmeye başladı. 1 haftalıkken eve getirdiğimizde havalara fırlatıyorduk J İlk 2 gün mama verildi küvözde, sonrasında ben süt sağıp götürdüm. O gün bugündür anne sütü alıyor. Ama bu konuda da şunu söylemeliyim, tabi anne sütü çok önemli bir besin, tüm annelerin sütünün yetmesini dilerim fakat yetmeyen durumlar elbet olabilir, bazen elinizde olmayan durumlar oluşabiliyor, belki çok stresli bir hayatınız vardır, belki sütünüz çoktur ama yaramıyordur vs. Anne sütü dışındaki beslenme öğelerinden korkmayın, mutlaka bir şekilde beslenecektir çocuğunuz.

Derin çok minicik doğduğu için emme refleksi  harika değildi, çabuk yoruluyordu ve bana yoğun bakım ünitesindeki hemşireler sürekli süt sağmamı, asla doyduğundan emin olamayacağımı ve çok küçük olduğu için daha çok kilo kaybı olmasın diye sağdığım sütü emzirdikten sonra biberonla vermemi söylediler. İlk 3 ay mütemadiyen 3 saatte bir emzirdim, ardından sağıp buzluğa attım. Emzirmenin ardından eski sağdıklarımdan çözdürüp biberonla veriyordum. Buzluğa atma ve taze vermeme sebebim ise buzlukta stok oluşturdum, ilk başlarda çok az emiyordu çünkü. Artık biyolojik saat olarak Derin de ezberlemişti, ben uyanmasam o saatinde uyanıyordu. Belki 3 saat aralığı çok diyebilirsiniz, diyenler olmuştu çünkü. Açıkçası bunun bir doğrusu olduğunu düşünmüyorum. Hiçbir zaman da sıkıntısını yaşamadım. Uyuyan çocuğu da asla uyandırmazdım normalde ama dediğim gibi çok küçüktü ve tüm gece ellemeden bırakamazdım onu. Zaten 3 aydan sonra rahat bıraktım, geceleri zorla uyandırmadım, onu içgüdüleriniz belirleyecek emin olun.

Uyku düzenini nasıl yaptın diyor arkadaşlarım. Özellikle çaba sarfetmedim. Sadece gece ritüellerimiz farklıydı. Gece uykusuna yatırmadan önce banyo yaptırıp tulumunu giydirdik hep. Gündüz biz kendi yaşamımıza devam ettik, evde gürültü de oldu. Dışarılara çıktık, bize gelen giden oldu. Ama gece uykusunda hep ritüellere uyduk. Ve biz de bir saatten sonra uyuduğumuz için ses de olmuyordu, derin uykuya dalıyordu bir süre sonra. Başkalarına gittiğimizde de yine tulumunu yanımızda götürdük, insanların halısında yatağında uyuttuk :)

Hiçbir zaman çocuğun hayatına uymadık, onu bizim hayatımıza uydurmaya çalıştık, başardık da. Tabiki de bir şeyler yaparken, bir yere giderken tamamen planlı hareket ediyoruz ama bahsettiğim şey çok farklı. Derin eve ilk geldiği gün ben onu kendi odasında kendi beşiğinde uyuttum, bana gaddar dediler, nasıl başardın yan yana yatmadan dediler. Bunu olur da bir sürü kişi okursa okurken de diyenler olacaktır. Her konuda duygusala bağlamaya gerek yok, durmasaydı bırakmazdım, huzurla uyuyordu, ellemedik. Doğduğu günden beri de hep kendi odasında kendi beşiğinde uyudu. Antalya’ya gittik, taşınabilir beşiğini götürdük, onda uyudu.  Ve şu an Derin sadece oyun oynamak için bizimle yatıyor, uyandıktan sonra 1 saat yatak keyfi yapıyoruz hafta sonları. Onun dışında beşiğinde uyuyor uyku saatlerinde. Hatta bizimle uyumuyor, sıkılıyor. Bununla övünmüyorum, övünülecek, yerilecek, eleştirilecek ya da pohpohlayacak bir şey değil. Böyle olsun istedik ve başardık. İçime sokmak isterken ayrı yatırmak tabiki de helal olsun be bana durumu değil. Ama çok erken işe başlayacaktım, bana da ona da çok zor olacaktı eğer en başından beri koyun koyuna yatsaydık. Onun alışmasından korkmak değil bu kaygı, ilk 2-3 ay her şeye fırt diye alışmıyorlar zaten, algıları bu aylardan sonra alışma odaklı oluyor. Uyanık olduğu süre boyunca hep kucağımızda, koltukta yanımızda durdu zaten. Bunu bu kadar uzun açıklama sebebim eleştirecek olmanız J

Hurafelere inanmıyorum, normal bir şekilde davranmayı tercih ediyorum. Minik doğduğu için hiç üzülmedim, küvözde kaldığı için herkes üzüldü suratlarından görebiliyordum ve ben doğum yapmış sezaryenden çıkmış yatakta yatar halimle insanlara moral veriyordum. İnanın bana geçmişe dönüp baktığımda iyi ki de küçük doğmuş iyi ki de küvözde kalmış diyorum. Bugün bu kadar düzenli bir çocuğum varsa tamamen en başından beri düzenli olmasından dolayıdır. Asla siz de mutlaka böyle yapın demem, diyemem. Her çocuk farklıdır, her anne farklıdır, her yaşam farklıdır. Bunu sürekli yazacağım çünkü haddini bilmeyip her şeye karışanlara bunu okutmanızı isteyeceğim sizden J

Derin’e çok minnoş bir oda yaptık, görselleri görüyorsunuz. Beğenmeyebilirsiniz elbet ama çok uğraştık be, duvarları eşim kendisi boyadı, duvar kağıdı değil. Huzur verici bir oda. Şu anda da artık tanıyor biliyor odasını, oraya gece gidildiğinde uyuyacağını biliyor mesela.                                                                                                                       
                                               





Doğumdan önce biraz kıyafet aldık, zaten onların hiçbiri uzun süre olmadı, bu kadar minicik doğduğu için çocuğun üstünde emanet gibi duruyordu her şey. Bu yüzden ilk etapta çok kıyafet almamak gerekli. Aşırı derecede hızlı büyüyorlar.  Biberonlar, emzikler, burun aspiratörleri, hepinizin hazırladığı liste malzemelerini aldık. Tüm biberonlarım, süt sağma makinem, süt poşetlerim Lansinoh. Sadece bir tane cam biberon var, Dr. Browns marka. Ondan da memnunuz. Lansinoh’dan çok memnunum sadece keşke süt poşetini en başından o kadar çok Lansinoh almasaymışım. Çünkü ciddi anlamda diğer markalardan pahalı, şu an weebaby kullanıyorum. Tam 6 markadan birer paket alarak fiyat kalite kıyası yaptım ve wee baby kazandı J Bu iyi bir tavsiye arkadaşlar. Çift pompalı elektrikli süt sağma makinemden çok memnunum. Kendimi bazen sığır gibi hissetsem de, cafelerde, yemeklerde, işyerimde süt sağsam da kızımı beslemek adına yaptığım en verimli şey olması harika bir duygu ama işim bitince makineyi kıracak durumdayım J

Yaz günü doğduğu için doğduğu günden beri çıplak. Bu cümlenin altında çok şey yatıyor. Bir çoğunuzun anlayacağı, diğer çoğunuzun da şimdi yazacaklarıma katılacağı bir durum. El kadar bebe üşüyecek, gaz olur, çok çekersiniz. Altına bir şey giydirin, üstüne battaniye örtün, hasta olacak. Ay elleri ayakları çok soğuk üşümüş bla bla. Hiçbirini dinlemedim, hiç kimseyi dinlemedim. Eşim de destek oldu, hatta o benden daha fazla muhalif oldu kalpkalp. Derin doğduğu günden beri çıplak, bir kez grip oldu, o da evde annem eşim ben  hastalıktan geberiyorduk, bizden bulaştı. Olacak olsa neler olurdu çocuğa doğduğundan beri. Şu an 8 aylık, sürekli parklardayız, yerlere atıyoruz, takılıyor öyle .

İlk etapta oyuncak hiç almadık, odasına dekor amaçlı koyduk sadece birkaç tane. Yan yastık çok önemli bizim için. Mayıştığı anda yan yastığın içine koyuyoruz, pozisyon hep aynı uyuyor. Tabi şimdi dönüyor kendi kendine yüzüstü sırtüstü nasıl isterse. Bu bahsettiğim 6-7 aya kadar hep yan yastığın içine yatırdık. İlk 1 ay pamuğu ıslatarak kullandım her iş için, sonra ıslak mendile geçiş yaptık. Önce Sebamed, sonra Dalin kullandık, halen Dalin kullanıyoruz. Bu konuda da eleştiriler gelebilir. Çok umrumda değil açıkçası. Alerjen bir durum oluşmadı, cildi hassas çıkmadı yavrukuşun. Bebek bezinde de prima kullanıyoruz. Doğmadan önce inanılmaz uygun fiyata kilo artış oranına ve bez numaralarına göre ve günlük kullanım miktarına göre oranladık ve 1 no 2 no 3 no bezler aldık koli koli. Hesabımız tıkır tıkır işledi ama 3 no primalar bittikten sonra (daha 3-4 ay var bitmesine) e bebek kendi markası olan baby and me kullanacağız, denedik gayet başarılı. Aklınıza gelebilecek her şeyi internetten alıyoruz. Beşik dönencesi hiç kullanmadık diyemem ama en son geçen ay yattığı yerden çekip gırtlağına kadar ağzına soktuğu için söktük, hiç olmasa hiç almasak da olurdu J Telsiz almadık, gerek yok diye düşündük, hem de çok pahalıydı. Ama sonra annemlere gittiğimzde Derin’i üst katta yatırmak gerekti, duymayacaktık. Dedim kesin bunun uygulamasını yapmışlardır. Bir uygulama indirdik ve yemin ederim yaptığımz en iyi şey. Telsiz almanıza gerçekten gerek yok. O kadar sevdik ki  sadece bir kez 17 tl verip paralı üyelik yaptık. Kesinlikle en çok önereceğim şey bu.  1 aylıkkenden beri biberonuna minicik zeytinyağı damlatıyorum. Çok rahat yapıyor kakasını. Banyo filesinde yıkamak ciddi anlamda kolay ve eğlenceli. Banyo filesi ihtiyaçtır. Ama belli bir kilonun üstüne geldiğinde kullanılamaz hale geliyor, o zaman leğen içine dönülüyor. Derin çok çok hareketli bir çocuk, bu yüzden fileye erken veda ettik, şimdi suları sağa sola çırpıyor. Evimiz hep 21-23 derece arası, buna alıştı. Biz annemlere gittiğimizde odanın peteğini kapatıyorduk. Yani nasıl alışırsa öyle gidiyor. Hiç su ölçmek için termometre kullanmadık, nem ölçer almadık, buhar makinesi almadık, sterilizatör almadık, ateşini bile kıytırık bir aletle ölçtük ve almadığımız şeylerin bir kez bile eksikliğini yaşamadık. Yani almasanız da oluyor J

Son paragrafı biraz dağınık yazmış olabilirim ama olsun artık o kadar. Koskoca 8 ayı anlattım size nankörler. Baby shower yapmadım, diş töreni yapmadım, kırk uçurma yapmadım, fotoğraf çekimi yapmadım. Pişman da değilim. Yapana saygım var ama bana bulaşılmasın yeter. Hiç kimseyi dinlemeyin, o sizin çocuğunuz. Eşinizle uzlaşın yeter. Benim eşim harika bir baba, çok ilgili, ben ne yapıyorsam o da yapabiliyor. Altını açmam banyo yaptırmam gibi bir durumu yok. Onunla uzlaştığınız sürece ikinizin kararı önemli. Onun dışında ne derlerse desinler, dinlemeyin. Bazen sırf üzmemek kırmamak adına yaptığınız şeyler çocuğunuz için daha kötü olabiliyor. Nereye gidersek Derin’i de götürüyoruz, sakınmıyoruz, eve hapsolmuyoruz. Ve en önemlisi kendimizi ihmal etmiyoruz. Unutmayın, mutlu anne baba, mutlu bebek. Ve son defa bir kez daha yazıyorum. Her bebek farklıdır, her anne farklıdır, her hayat farklıdır.

Teşekkür ederim, saygılar, sevgiler