Merhabalar,
Yazmayalı seneler
oldu, beni bilen bilir demek isterdim ama yazılarımı okuyan sınırlı sayıda kişi
var, öyle kendi kendime takılıyorum J
Bu süreçte neler
oldu neler, ama size öyle oldu böyle bitti anlatmayacağım. Hayatımdaki en
önemli gelişmeyi söylesem yeter, bir kızım oldu. İsmi Derin. Şu an 8 aylık. Aslında
hayatla ilgili eskiden yazdığım tipte yazılara da devam edeceğim ama bu yazımda
tamamen hamilelik, doğum ve sonrası adına bir şeyler karalamak istedim. Korkmayın
bilge çocukluk yapmayacağım, yapanlara da ayrı bir sinirlenme durumum var.
Sadece şunu şunu şöyle yapsak daha iyi olurmuş, buna çok para verdik lüzumsuz
ya da şu çok önemli daha iyi bir şey alabilirmişiz gibi şeyler yazacağım.
Bunları yazma sebebim ise çevremdeki arkadaşlarımın yakın zamanda çocuklarının
olması ya da hamile olmaları, bana bir şeyler sorduklarında onlara verdiğim
cevapları derleyeceğim. Etrafımdaki tüm arkadaşlarım ve aileden kim varsa
bilirler, onlar bir şey sormadan ben akıl vermem, çünkü haddime değil.
Unutmayın, her anne farklıdır, her bebek farklıdır, her yaşa m farklıdır.
Eveeet,
başlıyoruz. Öncelikle hamile olduğumu öğrendiğimde çok da beklemediğimiz bir
zaman değildi, şaşırmadık. Ama ben ve eşim dışında herkes çok şaşkındı. Kimse
benim bir çocuğum olabileceğini kabullenemiyordu. Çünkü ben hala çocuktum.
Benim ise kendime sonsuz güvenim vardı, kimler kimler çocuk bakıyordu ben mi
bakamayacaktım. Gözümde büyütmedim hiçbir şeyi, hiçbir zaman da korkmadım. İlk başta
çok fazla bir şey anlamadık haliyle, ama günler haftalar geçtikçe bağ oluşmaya
başladı. Kalbini duymak ayrı heyecandı, cinsiyeti öğrenmek ayrı. İlk hareketi
hissetme anı ve sonrasında o hareketlerin hiç bitmemesi, hareket etmediğinde
acaba bir sıkıntı mı oldu telaşı. Hepsinin ayrı bir tadı var. Sonlara doğru çok
sıkılmıştım, etrafımdaki kişilerden de bu yorumu duyuyorum, hadi artık doğsun.
Çünkü bağ arttıkça kavuşma isteği de doğru orantılı artıyor.
Ben çok az kilo
aldım ama bunun için ekstra bir çaba sarfetmedim. Yani metabolik olarak hiçbir
zaman kilo alan bir yapım olmadı fakat hamilelikte alırım, 20-30 olmasa da
olması gereken miktarda mutlaka alırım diyordum. Mide bulantım 1 gün bile
olmadı, canım ekstra bir şey istemedi. Zaten çok yemek yiyordum, yine aynı
devam ettim hayatıma. Çok mutluydum, psikolojik olarak yolunda gidiyordu her
şey ama çok da rahat bir hamilelik geçirmedim. 6.5 aylık doğmaya çalıştı minik
canavar, önlem alındı, serumlar, iğneler. Öteledik. Bir süre sonra yine aynı
durumlar oluştu, yine önlem alındı. 8.ayda plasental yaşlanma olduğunu söyledi
doktorlar, yani bebek beslenemiyordu. Tabi bu kadar basit değil ama özünde
beslenememeye çıkıyor. Ben toplamda 5 kg aldım ve Derin 1.7 kg doğdu. Hiçbir zaman
ahlanıp vahlanmadım. Çünkü sağlıklıydı. 1 hafta küvözde kaldı, sadece kilo
alması için dümdüz yatıyordu. Ciğerleri gelişmişti ve gözleri cin gibi
bakıyordu. Ben ilk gün göremedim kızımı, eşim fotoğraf gösteriyordu. 2.gün tanıştık
kızımla küvözde, dokundum, korktum dokunmaya. Eşim video izletiyordu bana ben
daha görmemiştim, okşuyor sırtını, tüm vücudu
eşimin eli kadar. Ben o kadar minicik olacağını düşünememişim videolardan
fotoğraflardan. Ciddi anlamda korktum, insan yavrusundan korkar mı, korktum,
zarar vermekten korktum. Tabi gittikçe gördükçe korkum da gitmeye başladı. 1
haftalıkken eve getirdiğimizde havalara fırlatıyorduk J İlk 2 gün mama verildi küvözde, sonrasında
ben süt sağıp götürdüm. O gün bugündür anne sütü alıyor. Ama bu konuda da şunu
söylemeliyim, tabi anne sütü çok önemli bir besin, tüm annelerin sütünün
yetmesini dilerim fakat yetmeyen durumlar elbet olabilir, bazen elinizde
olmayan durumlar oluşabiliyor, belki çok stresli bir hayatınız vardır, belki
sütünüz çoktur ama yaramıyordur vs. Anne sütü dışındaki beslenme öğelerinden
korkmayın, mutlaka bir şekilde beslenecektir çocuğunuz.
Derin çok minicik
doğduğu için emme refleksi harika
değildi, çabuk yoruluyordu ve bana yoğun bakım ünitesindeki hemşireler sürekli
süt sağmamı, asla doyduğundan emin olamayacağımı ve çok küçük olduğu için daha
çok kilo kaybı olmasın diye sağdığım sütü emzirdikten sonra biberonla vermemi
söylediler. İlk 3 ay mütemadiyen 3 saatte bir emzirdim, ardından sağıp buzluğa
attım. Emzirmenin ardından eski sağdıklarımdan çözdürüp biberonla veriyordum. Buzluğa
atma ve taze vermeme sebebim ise buzlukta stok oluşturdum, ilk başlarda çok az
emiyordu çünkü. Artık biyolojik saat olarak Derin de ezberlemişti, ben
uyanmasam o saatinde uyanıyordu. Belki 3 saat aralığı çok diyebilirsiniz,
diyenler olmuştu çünkü. Açıkçası bunun bir doğrusu olduğunu düşünmüyorum. Hiçbir
zaman da sıkıntısını yaşamadım. Uyuyan çocuğu da asla uyandırmazdım normalde
ama dediğim gibi çok küçüktü ve tüm gece ellemeden bırakamazdım onu. Zaten 3
aydan sonra rahat bıraktım, geceleri zorla uyandırmadım, onu içgüdüleriniz
belirleyecek emin olun.
Uyku düzenini nasıl yaptın diyor arkadaşlarım. Özellikle çaba sarfetmedim. Sadece gece ritüellerimiz farklıydı. Gece uykusuna yatırmadan önce banyo yaptırıp tulumunu giydirdik hep. Gündüz biz kendi yaşamımıza devam ettik, evde gürültü de oldu. Dışarılara çıktık, bize gelen giden oldu. Ama gece uykusunda hep ritüellere uyduk. Ve biz de bir saatten sonra uyuduğumuz için ses de olmuyordu, derin uykuya dalıyordu bir süre sonra. Başkalarına gittiğimizde de yine tulumunu yanımızda götürdük, insanların halısında yatağında uyuttuk :)
Uyku düzenini nasıl yaptın diyor arkadaşlarım. Özellikle çaba sarfetmedim. Sadece gece ritüellerimiz farklıydı. Gece uykusuna yatırmadan önce banyo yaptırıp tulumunu giydirdik hep. Gündüz biz kendi yaşamımıza devam ettik, evde gürültü de oldu. Dışarılara çıktık, bize gelen giden oldu. Ama gece uykusunda hep ritüellere uyduk. Ve biz de bir saatten sonra uyuduğumuz için ses de olmuyordu, derin uykuya dalıyordu bir süre sonra. Başkalarına gittiğimizde de yine tulumunu yanımızda götürdük, insanların halısında yatağında uyuttuk :)
Hiçbir zaman
çocuğun hayatına uymadık, onu bizim hayatımıza uydurmaya çalıştık, başardık da.
Tabiki de bir şeyler yaparken, bir yere giderken tamamen planlı hareket ediyoruz
ama bahsettiğim şey çok farklı. Derin eve ilk geldiği gün ben onu kendi
odasında kendi beşiğinde uyuttum, bana gaddar dediler, nasıl başardın yan yana
yatmadan dediler. Bunu olur da bir sürü kişi okursa okurken de diyenler olacaktır.
Her konuda duygusala bağlamaya gerek yok, durmasaydı bırakmazdım, huzurla
uyuyordu, ellemedik. Doğduğu günden beri de hep kendi odasında kendi beşiğinde
uyudu. Antalya’ya gittik, taşınabilir beşiğini götürdük, onda uyudu. Ve şu an Derin sadece oyun oynamak için
bizimle yatıyor, uyandıktan sonra 1 saat yatak keyfi yapıyoruz hafta sonları.
Onun dışında beşiğinde uyuyor uyku saatlerinde. Hatta bizimle uyumuyor,
sıkılıyor. Bununla övünmüyorum, övünülecek, yerilecek, eleştirilecek ya da
pohpohlayacak bir şey değil. Böyle olsun istedik ve başardık. İçime sokmak
isterken ayrı yatırmak tabiki de helal olsun be bana durumu değil. Ama çok
erken işe başlayacaktım, bana da ona da çok zor olacaktı eğer en başından beri
koyun koyuna yatsaydık. Onun alışmasından korkmak değil bu kaygı, ilk 2-3 ay
her şeye fırt diye alışmıyorlar zaten, algıları bu aylardan sonra alışma odaklı
oluyor. Uyanık olduğu süre boyunca hep kucağımızda, koltukta yanımızda durdu
zaten. Bunu bu kadar uzun açıklama sebebim eleştirecek olmanız J
Hurafelere
inanmıyorum, normal bir şekilde davranmayı tercih ediyorum. Minik doğduğu için
hiç üzülmedim, küvözde kaldığı için herkes üzüldü suratlarından görebiliyordum
ve ben doğum yapmış sezaryenden çıkmış yatakta yatar halimle insanlara moral
veriyordum. İnanın bana geçmişe dönüp baktığımda iyi ki de küçük doğmuş iyi ki
de küvözde kalmış diyorum. Bugün bu kadar düzenli bir çocuğum varsa tamamen en
başından beri düzenli olmasından dolayıdır. Asla siz de mutlaka böyle yapın
demem, diyemem. Her çocuk farklıdır, her anne farklıdır, her yaşam farklıdır.
Bunu sürekli yazacağım çünkü haddini bilmeyip her şeye karışanlara bunu
okutmanızı isteyeceğim sizden J
Derin’e çok minnoş
bir oda yaptık, görselleri görüyorsunuz. Beğenmeyebilirsiniz elbet ama çok
uğraştık be, duvarları eşim kendisi boyadı, duvar kağıdı değil. Huzur verici
bir oda. Şu anda da artık tanıyor biliyor odasını, oraya gece gidildiğinde
uyuyacağını biliyor mesela.
Doğumdan önce biraz kıyafet aldık, zaten onların hiçbiri uzun süre olmadı, bu kadar minicik doğduğu için çocuğun üstünde emanet gibi duruyordu her şey. Bu yüzden ilk etapta çok kıyafet almamak gerekli. Aşırı derecede hızlı büyüyorlar. Biberonlar, emzikler, burun aspiratörleri, hepinizin hazırladığı liste malzemelerini aldık. Tüm biberonlarım, süt sağma makinem, süt poşetlerim Lansinoh. Sadece bir tane cam biberon var, Dr. Browns marka. Ondan da memnunuz. Lansinoh’dan çok memnunum sadece keşke süt poşetini en başından o kadar çok Lansinoh almasaymışım. Çünkü ciddi anlamda diğer markalardan pahalı, şu an weebaby kullanıyorum. Tam 6 markadan birer paket alarak fiyat kalite kıyası yaptım ve wee baby kazandı J Bu iyi bir tavsiye arkadaşlar. Çift pompalı elektrikli süt sağma makinemden çok memnunum. Kendimi bazen sığır gibi hissetsem de, cafelerde, yemeklerde, işyerimde süt sağsam da kızımı beslemek adına yaptığım en verimli şey olması harika bir duygu ama işim bitince makineyi kıracak durumdayım J
Yaz günü doğduğu
için doğduğu günden beri çıplak. Bu cümlenin altında çok şey yatıyor. Bir çoğunuzun
anlayacağı, diğer çoğunuzun da şimdi yazacaklarıma katılacağı bir durum. El
kadar bebe üşüyecek, gaz olur, çok çekersiniz. Altına bir şey giydirin, üstüne
battaniye örtün, hasta olacak. Ay elleri ayakları çok soğuk üşümüş bla bla.
Hiçbirini dinlemedim, hiç kimseyi dinlemedim. Eşim de destek oldu, hatta o
benden daha fazla muhalif oldu kalpkalp. Derin doğduğu günden beri çıplak, bir
kez grip oldu, o da evde annem eşim ben
hastalıktan geberiyorduk, bizden bulaştı. Olacak olsa neler olurdu
çocuğa doğduğundan beri. Şu an 8 aylık, sürekli parklardayız, yerlere atıyoruz,
takılıyor öyle .
İlk etapta oyuncak
hiç almadık, odasına dekor amaçlı koyduk sadece birkaç tane. Yan yastık çok
önemli bizim için. Mayıştığı anda yan yastığın içine koyuyoruz, pozisyon hep
aynı uyuyor. Tabi şimdi dönüyor kendi kendine yüzüstü sırtüstü nasıl isterse.
Bu bahsettiğim 6-7 aya kadar hep yan yastığın içine yatırdık. İlk 1 ay pamuğu
ıslatarak kullandım her iş için, sonra ıslak mendile geçiş yaptık. Önce
Sebamed, sonra Dalin kullandık, halen Dalin kullanıyoruz. Bu konuda da
eleştiriler gelebilir. Çok umrumda değil açıkçası. Alerjen bir durum oluşmadı,
cildi hassas çıkmadı yavrukuşun. Bebek bezinde de prima kullanıyoruz. Doğmadan
önce inanılmaz uygun fiyata kilo artış oranına ve bez numaralarına göre ve
günlük kullanım miktarına göre oranladık ve 1 no 2 no 3 no bezler aldık koli
koli. Hesabımız tıkır tıkır işledi ama 3 no primalar bittikten sonra (daha 3-4
ay var bitmesine) e bebek kendi markası olan baby and me kullanacağız, denedik
gayet başarılı. Aklınıza gelebilecek her şeyi internetten alıyoruz. Beşik
dönencesi hiç kullanmadık diyemem ama en son geçen ay yattığı yerden çekip gırtlağına
kadar ağzına soktuğu için söktük, hiç olmasa hiç almasak da olurdu J Telsiz almadık, gerek yok diye düşündük,
hem de çok pahalıydı. Ama sonra annemlere gittiğimzde Derin’i üst katta
yatırmak gerekti, duymayacaktık. Dedim kesin bunun uygulamasını yapmışlardır.
Bir uygulama indirdik ve yemin ederim yaptığımz en iyi şey. Telsiz almanıza gerçekten
gerek yok. O kadar sevdik ki sadece bir
kez 17 tl verip paralı üyelik yaptık. Kesinlikle en çok önereceğim şey bu. 1 aylıkkenden beri biberonuna minicik
zeytinyağı damlatıyorum. Çok rahat yapıyor kakasını. Banyo filesinde yıkamak
ciddi anlamda kolay ve eğlenceli. Banyo filesi ihtiyaçtır. Ama belli bir
kilonun üstüne geldiğinde kullanılamaz hale geliyor, o zaman leğen içine
dönülüyor. Derin çok çok hareketli bir çocuk, bu yüzden fileye erken veda
ettik, şimdi suları sağa sola çırpıyor. Evimiz hep 21-23 derece arası, buna
alıştı. Biz annemlere gittiğimizde odanın peteğini kapatıyorduk. Yani nasıl
alışırsa öyle gidiyor. Hiç su ölçmek için termometre kullanmadık, nem ölçer
almadık, buhar makinesi almadık, sterilizatör almadık, ateşini bile kıytırık
bir aletle ölçtük ve almadığımız şeylerin bir kez bile eksikliğini yaşamadık.
Yani almasanız da oluyor J
Son paragrafı
biraz dağınık yazmış olabilirim ama olsun artık o kadar. Koskoca 8 ayı anlattım
size nankörler. Baby shower yapmadım, diş töreni yapmadım, kırk uçurma yapmadım, fotoğraf çekimi yapmadım. Pişman da değilim. Yapana saygım var ama bana bulaşılmasın yeter. Hiç kimseyi dinlemeyin, o sizin çocuğunuz. Eşinizle uzlaşın
yeter. Benim eşim harika bir baba, çok ilgili, ben ne yapıyorsam o da
yapabiliyor. Altını açmam banyo yaptırmam gibi bir durumu yok. Onunla
uzlaştığınız sürece ikinizin kararı önemli. Onun dışında ne derlerse desinler,
dinlemeyin. Bazen sırf üzmemek kırmamak adına yaptığınız şeyler çocuğunuz için
daha kötü olabiliyor. Nereye gidersek Derin’i de götürüyoruz, sakınmıyoruz, eve
hapsolmuyoruz. Ve en önemlisi kendimizi ihmal etmiyoruz. Unutmayın, mutlu anne
baba, mutlu bebek. Ve son defa bir kez daha yazıyorum. Her bebek farklıdır, her
anne farklıdır, her hayat farklıdır.
Teşekkür ederim,
saygılar, sevgiler